22 Mart 2011 Salı

SARSILMAZ BİLGELİK



TAİSEN DESHİMARU

Başlangıçta, savaş sanatları bir insan öldürme yöntemiydi. Japon kılıcı, tachi, uzun bir kılıçtır; ama tachi aynı zamanda “kesmek” demektir. Kendo kelimesinde ken, tachi gibi hem “kılıç” hem de kesmek anlamına gelir; bu yüzden Kendo’nun anlamı “kesme yolu”dur. Japonya’da kılıç dövüşü tarih öncesi zamanlara kadar uzanır, ama gerçek Kendo kültürü 1346’da başlamıştır, daha sonra 1348’de Shinkage tarafından izlenmiştir.

Başlangıçta samuray özel güçlere sahip olmak istiyordu; vurucu, unutulmaz, önemli ve sihirli güçlere! Yanmadan alevlerin içinden geçebilmek, üzerlerine kaya düşse bile hasar görmemek istiyorlardı. Bu yüzden zihinlerini bu tür doğaüstü güçlere sahip olabilecekleri biçimde eğittiler.

Daha sonra Zen’in etkisine girdiler. Örneğin, Japonya’nın en büyük kılıç ustası olan Miyamoto Musashi, aynı zamanda büyük bir bilgeydi. Şöyle derdi: “Kişi Tanrı’ya ve Buda’ya saygı duymalı ama varoluşunu onlara dayandırmamalıdır.”

O sıralarda kişinin düşmanlarını ikiye bölmeyi öğrenmesi, aynı zamanda zihnini bölmeyi öğrenmesi anlamına geldi; yani bir karar verme, çözümleme ve kararlılık yolu. Bu gerçek Japon Kendo’su, gerçek Budo’ydu. Güç ve zafer kararlılıktan doğar. Kişi, birçoklarının durduğu seviyenin ötesine geçer, çelişkiyi çözer, bunu ruhsal bir gelişmeye dönüştürür. Samurayların yüksek bir yaşam görüşü vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder