22 Mart 2011 Salı

KEDİNİN SAVAŞ SANATLARI MECLİSİ


TASİEN DESHİMARU

İki yüz yıl önce Meiji restorasyonundan önce Japonya’da Shoken adında, evi dev bir farenin barınağı olmuş bir Kendo ustası vardı. Bu farklı bir kedi-fare hikâyesidir ve adı “Kedinin Savaş Sanatları Meclisi”dir.

Her gece fare eve geliyor ve Shoken’i uyutmuyordu. Bu yüzden samuray gündüz uyumak zorunda kalıyordu. Kedi eğiticisi olan bir arkadaşından yardım istedi; “Bana en iyi kedini ödünç ver,” dedi.

Arkadaşı ona bir sokak kedisi verdi. Bu kedi olağanüstü hızlıydı, mükemmel kasları vardı, pençeleri iri ve güçlüydü; yani tam bir fare avcısıydı. Ama Shoken’in evinde farenin direnci ve öfkesiyle karşılaştığında kuyruğunu kıstırıp kaçmaktan başka bir şey yapamadı. Bu kesinlikle farenin özel olduğunu gösteriyordu.

Bunun üzerine Shoken ikinci bir kedi aldı. Bu kedi gösterişliydi, muhteşem bir chi’ye sahip, saldırgan bir hayvandı. Bu kedi kaçmadı ve fareyle müthiş bir kavgaya girişti; ama fare yine üstün geldi ve kedi yine hızla kaçmak zorunda kaldı.

Üçüncü kedi, sinsi davranarak fareye tuzak kurdu-bu siyah beyaz bir kediydi- ama o da öncekiler gibi başarılı olamadı.

Shoken vazgeçmeyerek bir kedi daha aldı. Bu siyah, yaşlı bir kediydi ama aptal değildi. Ancak öncekiler gibi üstün bir gücü yoktu. Odaya girdi. Fare bir süre ona baktı, sonra ileri doğru hareket etti. Siyah kedi hiçbir tepki vermeden son derece sakin ve ağırbaşlı bir tavırla olduğu yerde oturdu. Hiç hareket etmiyordu. Fare küçük bir şüpheye kapıldı. Yavaş yavaş yaklaştı, biraz korkuyordu. Kedi aniden harekete geçerek onu ensesinden yakalayıp öldürdü ve bir kenara fırlattı.

Shoken arkadaşına giderek şöyle dedi: “Bu fareyi tahta kılıcımla defalarca izledim, ama her seferinde ben onu yaralayacağım yerde o beni tırmalayıp kaçtı. Siyah kedi onu öldürmeyi nasıl başardı?”

Arkadaşı şöyle yanıt verdi: “Yapmamız gereken kedileri meclise çağırıp onlara sormak. Bir Kendo ustası olduğuna göre, soruları sen sor; savaş sanatlarını kesinlikle anladıklarından eminim.”

Bunun üzerine kediler toplandı ve toplantının yöneticiliğini en yaşlıları olan siyah kedi üstlendi. Sokak kedisi ortaya çıktı ve şöyle dedi: “Ben güçlü ve hızlıyım.”

Siyah kedi sordu: “Peki o zaman neden kazanamadın?”

Sokak kedisi cevap verdi: “Gerçekten de, çok güçlüyüm; fareleri öldürmek için yüzlerce yöntem bilirim. Pençelerim iri, kaslarım esnektir. Ama o sıradan bir fare değildi.”

Siyah kedi: “O halde tekniklerin ve gücün o tür farelerle başa çıkmaya yetmiyor. Belki güçlü kaslara ve wasa’ya sahipsin ama yetenek tek başına bir şey ifade etmez. Asla!”

Bu kez gösterişli kedi söz aldı: “Ben çok daha güçlüyüm; sürekli olarak chi’mi geliştiriyorum ve düzenli olarak zazen sayesinde nefes tekniği çalışıyorum. Sürekli olarak sebze ve pirinç çorbası yiyorum, bu kadar enerjiye sahip olmamın nedeni bu. Ama ben de o fareyi yenemedim. Neden?”

Siyah kedi cevap verdi: Enerjin gerçekten de çok fazla ama o fare senin enerjinin çok ötesindeydi; sen ondan zayıf kaldın. Sahip olduğun chi ile gurur duyarsan, bu senin zayıf noktan haline gelir. Chi sadece anlık bir olaydır ve o geçtiğinde geriye sadece öfkeli bir kedi kalır. Senin sahip olduğun chi musluktan akan su gibi düşünülebilir; ama o fareninki pınar gibiydi ve bu yüzden senden güçlüydü. Güçlü bir chi’ye sahip olsan bile, aslında o zayıf, çünkü kendine aşırı güveniyorsun.”

Ardından siyah beyaz kedi söz aldı. Öncekiler kadar güçlü değildi ama zekiydi. Bütün zamanını zazen çalışarak geçirmiş, teknikleri öğrenmiş ve satori’ye ulaşmıştı. Mushotoku’dan ise yoksundu ve o da sonunda canını kurtarmak için kaçmak zorunda kalmıştı.

Siyah kedi ona şöyle dedi: “Olağanüstü zekisin ve güçlüsün de. Ama bir hedefin vardı ve farenin içgüdüsü seninkinden etkiliydi. Sen daha odaya girdiğin anda senin tutumunu ve zihinsel durumunu anladı ve sana kazanma fırsatı tanımadı. Gücün, tekniğin ve aktif bilincin arasındaki dengeyi kuramadın; birleşip bir bütün haline gelmek yerine hepsi birbirinden kopuk kaldı. Öte yandan ben, hepsini bir anda, doğal, bilinçsiz ve kendiliğinden bir biçimde kullandım, bu şekilde onu öldürebildim. Zazen’de duruşun, nefesin, bilincin ve tekniğin ötesine geçersiniz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder