8 Eylül 2010 Çarşamba

ÖNCE ZİHİN



Savaş sanatlarında, tıpkı go oyununda olduğu gibi, wasa, teknik bilgi yararlıdır. Ve yaşlı bir insanda zihin ya da ruh ve teknik baskınken, genç bir insanda beden temel elemandır. Aslında en önemlisi ruhtur (shin); teknik ve beden arkadan gelir.Diğer sporlarda, özellikle Batı dünyasında, fiziksel güç önemli bir etkendir ama savaş sanatlarında böyle değildir. Güclü bir bedenle güçlü bir teknik arasındaki bir karşılaşmada teknik kazanır. Güçlü bir zihinle güçlü bir teknik arasındaki dövüşte ise kazanan taraf zihin olacak, çünkü tekniğin zayıf noktasını bulacaktır.

Efsanevi usta Miyamoto Musashi'yi görmeye gelen ve gerçek kılıç yolunu öğrenmek isteyen bir samurayı, usta huzuruna kabul eder. Samuray onun öğrencisi olduktan sonra hocasının öğrettiği şekilde odun keserek ve uzak bir gölden su taşıyarak bütün zamanını geçirdi. Bunu her gün yapmaya devam ederken haftalar haftaları, aylar ayları izledi ve sonunda üç yıl geçti. Ancak samuray devam etti ve bu süre içinde bedeni gelişip biçimlendi. Üç yılın sonunda artık sabrı tükendi ve ustasına sordu: "Bana nasıl bir eğitim veriyorsun? Buraya geldiğimden beri tek bir kılıca dokunmadım. Bütün zamanımı odun kesip su taşıyarak geçirdim. Beni eğitmeye ne zaman başlayacaksın?"

"Tamam, tamam," diye cevap verdi ustası. "Bunu istediğini kanıtladığına göre, sana gerçek tekniği öğreteceğim."

Öğrencisine dojoya gitmesini emretti. Orada öğrenci her gün sabahtan akşama kadar tatami'nin dış çevresinde yürüyecek, tek bir adımı bile atlamayacaktı. Öğrenci bir yıl boyunca tatami'nin etrafında yürüyüp durdu. Bu sürenin sonunda yine hocasına döndü: "Ben bir samurayım.Kılıç kullanmada büyük bir deneyimim var ve birçok kendo ustasıyla çalıştım. Hiçbiri senin bana yaptırdıklarını yaptırmadı. Şimdi, lütfen bana gerçek kılıç yolunu öğret."

"Pekala," dedi hocası. "Beni izle."

Usta onu dağlara çıkardı ve derin, başdöndürücü bir uçurumun üzerinde iki yarın arasına yatırılmış bir ağaç kütüğünün bulunduğu bir yere getirdi.

"Oraya," dedi usta. "Karşıya geç."

Öğrenci,hocasının ne demek istediğini anlmadı; uçuruma doğru eğildi ve korkuyla geri çekildi. Bir türlü karşıya geçmeye cesaret edemedi.

Kısa bir süre sonra aniden bir tıkırtı duydular. Öğrenci sesin geldiği tarafa doğru dönüp baktığında sopasını sallayıp oraya buraya vurarak gelen kör bir adam gördü.

Kör adam onlara hiç aldırmadan yanlarından geçti ve adımlarını hiç duraksatmadan ağacın üzerinden karşıya geçip gitti.

"Haa!" dedi samuray. "Şimdi anlamaya başladım. Kör bir adam buradan geçebildiğine göre, bunu benim de yapabilmem gerekir."

"Bir yıl boyunca tatami'nin etrafında yürüyüp durdun," dedi hocası. "O bu ağaç kütüğünden çok daha dardı. Bu yüzden şimdi buradan geçebilmen gerekir."

Öğrenci bunu anladı ve karşı tarafa geçmeyi başardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder